Garip bir huyumu fark ettim öneri üzerine aldığım kitapları okurken bazı yerlerde sıkılsam da bunalsam da benim özelimde bir şey olduğunu düşünüp bırakmadan devam ediyorum.

O yüzden kitap alırken yorumları, insanların düşündüklerini okumak benim için çok yönlendirici oluyor. Ondan daha az zamanımızı harcadığımız bir filmi izlerken bile tonlarca yorum ve eleştiri okuyoruz. Kitap bundan daha fazla zaman ayırmamız gereken bir şey olduğu için kitap yorumlarına çok dikkat ediyorum. Umarım kitap okuyanlar için yararlanabileceği bir bölüm olur.

Öncelikle daha önceki Kitaplığım bölümünde paylaştığım gönderilerde olduğu gibi yazara bir göz atalım.

Dan Lyons Kimdir?

1960’ta Massachussets’te doğdu. Disrupted ( Altüst olmuş ) adlı çok satar kitabı yazdı. Emmy Ödüllü Silikon Vadisi dizisinin ilk iki sezonununda senaristlik yaptı. Bir dönem Newsweek dergisinin teknoloji editörlüğünü yürüttü. The New York Times GQ, Vanity Fair ve Wired gibi dergilere de yazılar yazdı. Halen gazetecilik ve senaristlik yapmaktadır.

Her çağın kendine özgü çılgınlığı olur. Kazanma sevdası, heyecan duyma ihtiyacı ya da öykünmenin verdiği baskıyla kendini bir entrika, proje ya da fantezinin içine atıverir.

Charles Mackay, Olağanüstü Kitlesel Yanılgılar ve Kalabalıkların Çılgınlığı, 1841

Kurumsal Kobaylar, Amerika ve özellikle Silikon Vadisi merkezli büyük şirketlerin ve girişimlerin çalışma şartlarını, çalışanların yaşadığı baskıları, yönetim uygulamalarını ve bu çerçevede ki bir çok konu detaylı ve teknik bilgiler içeren ve bu bilgileri bizzat bu şirketlerde çalışanlardan aldığı geri dönüşlerle destekleyen bir Dan Lyons Kitabı.

İşe alındığınız için şanslı hissetmeniz gerekiyor ama kimsenin umurunda değilsiniz. İş güvencesi derseniz kimse size böyle bir şey vaat etmiyor. Bu bir kariyer kesinlikle değil, kısa süreli bir görev sadece. Eğitim ya da kariyer geliştirme hizmeti verilmiyor, kimse sizin geleceğinizi önemsemiyor. Eğer yapabilirlerse, gerçekten istihdam etmek yerine sözleşmeyi çalıştırmayı tercih ederler çünkü sağlık sigortası ya da emeklilik planları için bir gider ayrılmasın. – bu arada sağlık sigortası Türkiye’de ki kişiler için ne kadar önemli gibi gelmese de yurt dışında sağlık sigortanız olmazsa hatta olup tam olmasa bile çok büyük ücretler ödemek zorunda kalıyorsunuz – Ayrıca sana mümkün olduğunca az para vermeye çalışacaklar. İş çok stresli, uzun saatler boyunca durmadan, baskı altında ve mahremiyetin olmadan çalışacaksın. Sürekli izlenip gözetim altında olacaksın, E-postalarını ve sohbet mesajlarını okuyacaklar ve performansını izlemek için bu verileri kullanacaklar. Zaten uzun süre dayanman beklenmiyor. Amaç seni bezdirmek ve psikolojik olarak yıpratmak. Eğer kadınsan, cinsel tacize maruz kalma ihtimalin yüksek. Resmi bir şikayette bulunursan kovulma ihtimalin çok yüksek. Eğer hamile kalıyorsan ya da 40 yaşına geldiysen, gene kovulma şansın artar. İşlerini iyi yaparsan bile kovulabilirsin. Hiç sebepsiz kovulabilirsin. Kreş hizmeti yok. Ama istersen masa tenisi var, mutfakta atıştırmalıklar ve bira bulabilirsin.

Yeni işine hoş geldin!

Bunları okurken bunların gerçek olabileceğine karşın abartı olacağını düşündüm. Bu kadarda olmaz nasıl başarılı olmuşlar diyordum. Kitabı tamamen bitirdikten sonra daha net anlama şansım oldu.

Sağlık İstatistikleri Merkezi’nin verilerine göre ABD’de antidepresan kullanımı son 30 yılda altıya katlandı.

Son 20 yılda ABD’de intihar oranları rekor seviyelere ulaştı. En büyük artış da 45-64 yaş arasındaki grupta görülüyor. Robert Wood Johnson Vakfı araştırmalarına göre özellikle bu gruptaki olağanüstü artış işyeri stresi ve maddi sıkıntılarla bağlantılı.

Tuhaf bir veri paylaşımı var kitapta CEO’lar ve diğer çalışanlar arasındaki gelir uçurumunun korkunç şekilde açılmaya başlaması. Institute for Policy Studies’e ( Politika Çalışmaları Enstitüsü ) göre 1980’de ortalama bir büyük şirket CEO’su ortalama işçiye göre 42 kat fazla para kazanıyordu. 1990’ların ikinci yarısından itibaren bu oran tam anlamıyla patladı. O kadar ki, 2000 yılında CEO’lar işçilerden 525 kat fazla para kazandılar. Bu yükselişte CEO’ların dotcom balonu sayesinde elde ettikleri kazancın etkisi tabii ki çok büyük. 2016’da bu oran ortalama olarak 347 misliydi.

Öncelikle eski şirketlerin yapısından başlayarak yeni şirketlerin zalim oyunları, metotlarına kadar süregelen ve ardından çalışanlarına değer veren şirketlere uzanan bir maraton anlatan bir kitap.

Tüm beyaz yakalıların okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Aslında işe girerken tüm yaşanan kişilik testleri, ekip olma egzersizleri, eğlencelerin, gözetlenen bilgisayarların arka yüzünü gözler önüne seriyor ve şirkete bağlılığınızı sorgulatan bir kitap olmuş.

Bu kadar anlatılan karamsarlık, kötü oyunların ardından kitabın sonuna doğru Zeynep Ton isimli bir Türk hanımefendinin kaleme aldığı ”Good Jobs Strategy” kitabındaki fikirleri benimseyen bu doğrultuda çalışanlarına değer veren bir girişimciden bahsediyor. Okurken bir anda vay be havasına girebiliyorsunuz.

Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim.

Tagged With:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir